22 Ekim 2012 Pazartesi

NAZIM İLE...


Dünyanın en önemli.
Mezarlıklarından bir tanesi.
Moskova'daki.
Novodeviçiy kabristanı...

1898 yılında açılmış Moskova'da.
Günümüzde mezar sayısı 30 bin dolayında.
Devlet adamından, askerden, sanatçıdan.
Ve de oluşmuş birçok ünlü yoldaş'tan...

Kuruşçev, Gromiko
ve Yeltsin.
Ehrenburg, Tupolev ve İllyuşin.
Gogol, Çehov, Prokofiyev, Sostakoviç.
Hepsi de burada yatarmış...

Hiçbirisi için gelmezdik.
Herhalde bu mezarlığa.
Aralarında.
Nazım Hikmet olmasa...

Gittik onu ziyarete.
Yağmurlu bir günde.
Hem de.
Onun 50. ölüm yıldönümünde...

Andık bu büyük ozanı saygıyla.
Yağan yağmur altında.
Varsayarak onu bir çınar altında.
Memleketinin topraklarında...

Onun gibi düşünüyorsunuz.
Olunca onunla birlikte.
Çabalıyorsunuz duygularınızı ifade etmeye.
Onun seviyesine pek gelemeseniz de:
.............

gök karanlık hava soğuk
Moskova puslu
hava yağışlı
soğuk bir mezarlıkta
yatıyor
gök gürültüsü gibi bir şair
sessizce
siyah bir mermerin gölgesinde.

“yaşamak şakaya gelmez
yani
bütün işin gücün yaşamak olacak”
demiştin ya hani
burada mı bulacaktık
yatarken seni,
koca şairi.

Ne işin vardı
Nazım buralarda
yer mi bulamadılar
sana
memleketinin topraklarında.

uyarına gelmez miydi
şöyle
tepende bir çınar olsa
ve onun gölgesinde,
sessiz komşuların
ırgat Osman'la şehit Ayşe
bulunsa
ve de
olsan Anadolu'nun
her hangi bir köyünde
hani
başında  taş maş
istemesen de...

                       (Y. Tanyeri)